Çan Mutlu Sonlu Masaj Salonu Hizmeti
Çan Mutlu Son Masaj Salonu
Robert Colin’in elini sıkıca tutmuş, parmaklarını onunkilere geçirmiş, ö yle bir kenetlemişti ki, kurtulmak için iyice çekiştirmek gerekecekti. Bu da belki aşağılayıcı, en azından acayip bir davranış sayılabilirdi. Gene hiç aşina gö rü nmeyen yollardan, pek fazla gezgin yahut hediyelik eşya dü kkânı bulunmayan sokaklardan geçiyorlardı. Bu mahallede hanımların gezinmesi de yasaklanmıştı galiba. Çü nkü her yerde, adım başı gö rü len sokak kahvelerinde, kö şe adım atarında yahut kanal kö prü lerinde, bir iki langırt salonunda her yaştan erkek vardı da bir tek kadın yoktu. Adamların çoğu ceketsiz, gö mlek kolları sıvanmış olarak Çan Mutlu Son Masaj Salonu kü çü k gruplar halinde gevezelik  ediyorlardı.  Bir  iki  yerde,  kucağında  gazetesiyle  uyuyakalmış   adamlar  da gö rdü ler. Grupların kıyısında kenarında, kollarını babaları veya ağabeyleri gibi ciddiyetle kavuşturmuş oğlan çocuklan bulunuyordu.
Çan Mutlu Son Masaj Salonu
Robert’i herkes tanıyordu anlaşılan, o da en çok tanıdığa rastlayabileceği bir yol izler gibiydi. Colin’i kanalın ö te yanına sü rü kleyip bir barın kapısında kısaca birileriyle konuştu, sonra aynı yoldan geri dö nü p kü çü k bir alana çıktılar. Burada artık kullanılmayan ve çanağı buruşturulup atılmış sigara paketleriyle dolu  bir  çeşmenin  çevresinde  dikilip  duran  yaşlıca adamlarla gö rü ştü . Colin mevzuşmaları izleyemiyordu, ama kendi adının sık sık yinelendiğini işitiyordu. Bir keresinde, bir langırt salonunun kapısında gü rü ltü cü bir grubun yarımdan ayrılmak ü zere dö ndü klerinde insanın biri Colin’in poposuna bir çimdik attı. Colin ö fkeyle adamın ü stü ne yü rü yecekti, fakat Robert kolundan çekip uzaklaştırdı. Arkalarından kopan çok yüksek kahkaha, sokağın sonuna dek izledi onları.
Robert’in barında, yeni yö neticiye rağmen herhangi bir değişiklik yoktu. Geniş omuzlu, kolları dö vmeli olan bu adam, içeri girdiklerinde ayağa kalkarak onlan buyur etti. O anda çalmayan mü zik dolabından aynı mavi ışık yayılıyordu; kara bacaklı, kırmızı plastik minderli bar tabureleri dizili duruyorlardı, dışanda gece olsun gü ndü z olsun suni ışıklarla aydınlatılmış bodrum katlarının kaçınılmaz durağanlığı vardı burada da. Saat daha dö rt olduğundan, ancak beş altı mü şteri vardı, hepsi de barda, ayaktaydılar.








Son yorumlar