Çan Bayan Masör – Mutlu Son

Çan Bayan Masör – Mutlu Son

Çan Bayan Masör – Mutlu Son Bu sırada gömlek yakasının açık durduğunu ve göğsünün kar yığını aklığını görünce utangaçlığımın bile bir anlamı kalmamıştı. Titreyen elimle elini tuttum ve olabildiğince usulca onu uyandırdım. Doğruldu, bakışları önce biraz yabaniydi. Yüreğime işleyen narin bir sesle “Yavrum, saat kaç oldu?” diye sordu. Ona yanıt verdim ve sabah serinliğinde birazcık daha bu şekilde bağrı açık uyursa üşütebileceğini ekledim. Bunun üzerine, yüzü ve gözlerine tamamen yakışan bir tatlılıkla teşekkür etti.

Artık iri, iri açılmış beni süzen gözleri parıl-dıyor, ışık saçıyordu. Anlattığına gore birkaç genç arkadaşıyla hovardalığa gelmeden hemen önce çok fazla içmiş, onlarla birlikte tüm eğlencelere katılamayacak ve bir kadınla beraber olup geceyi geçiremeyecek hale gelmişti. Bundan dolayı bolca bir gecelik içinde gördüğü beni, yitirdiği süreı telafi için gönderilmiş evin kızlarından biri olduğumdan şüphe duymamıştı. Bu sezginin doğruluğu çok açıktı, bundan emin olmasına karşın yine de ya görünüşüm onda alışılmışın haricinde bir etki yaratmış veya kendinin doğuştan kibarlığından ötürü, kabalıktan çok uzak bir tavırla benimle mevzuşmaya başlamıştı. Ancak ben gene de onun için bu evin hoş çiçeklerinden biriydim. Dudağıma ilk öpücüğü kondurduktan sonrasında bana onunla beraber olma onurunu sunup, sunmayacağımı sordu.

Çan Bayan Masör – Mutlu Son

Çan Bayan Masör – Mutlu Son Yeni filizlenmiş aşkıma ve yoğunlaşan şehvetime rağmen ev halkınca yakalanma korkusu yüzünden kabul etmem olanaksızdı. Aşkın bana kendiliğinden verdiği bir sesle, açıklamaya zamanımın bulunmadığı bazı nedenler yüzünden onun yanında kalamayacağımı, kim bilir onu bir daha hiç göremeyeceğimi söyledim. Bu son sözleri, yüreğimin derinliklerinden gelen bir iç çekiş böldü. Sonradan anlattığına nazaran sevgilim bana ilk bakışta vurulmuş, benim yaşam biçimimdeki birini ne kadar sevemeyeceğini düşünse bile benden yine de hoşlanmıştı. Hemen o an bana onunla yaşayıp, yaşayamayacağımı sordu. Benim için derhal bir ev tutacaktı, bu evle aramda kalabilecek herhangi bir yükümlülükten de kurtaracak beni.

Tamamen yabancı bir adamdan gelen -ki bu yabancı, havai bir çocuktubo şekilde bir öneri çok ani, düşüncesizce, sindirilmemiş hatta tehlikeli bile olabilirdi ama bir çırpıda kapıldığım şaşılası sevgi, her türlü itiraza karşı beni kör etmişti. O anda onun için canımı bile verebilirdim. Kaldı ki onunla birlikte yaşama çağrısına direneyim! Bu önerinin heyecanıyla hızlanan kalbim, daha bir dakika bile geçmeden yanıtını verdi. Çağrıyı kabul ediyordum, dilediği yolla ona kaçacak, iyi ya da kötü olsun tamamen onun hizmetine girecektim. O zamandan beri, böyle büyük bir bağış onu benden iğrendirdi mi, gözünde kendimi ucuzlaş-tırdı mı, diye sık sık meraka düşmüşümdür ama kaderim böyle belirlenmişti.