Çan Mutlu Son

Çan Mutlu Son

“Bana bir kitap aldı, ” diye fısıldadı Miranda. “Öyle mi? Ben aklımdan elmaslar geçirmiştim.” “O da güzel olurdu, ” dedi Miranda zayıf sesiyle. Çan Mutlu Son“Ben onu haberdar ederim.” Leydi Rudland, Miranda’nın geceliğini giydirmeyi ve arkasındaki yastıkları kabartmayı bitirmişti. “İşte oldu. Rahat mısın?” Çan Mutlu Son Miranda’nın karnını başka bir sancı kavradı. “doğrusu değilim, ” dedi sıktığı dişlerinin arasından. “tekrar mı yokladı?” diye sordu Leydi Rudland. “Aman, iyi. Sıklaşmaya başladılar.Az görülen hızda bir doğum olacak şeklinde.

Umarım doktor Winters çabuk gelir.” Miranda kafasıyla onayladı, nefesini tutmuş sancılar dalgasıyla boğuşuyordu. Leydi Rudland onun elini tuttu ve sıktı, kendini Miranda’nın yerine koyarak yüzünü buruşturdu. “Eğer daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, ” dedi, “İkiz doğurmak çok daha zor.” “Sağlamaz, ” dedi Miranda, nefes nefeseydi. “Daha iyi hissetmiyor musun?” “Hayır.” Leydi Rudland derin bir iç çekti. “aslına bakarsan ben de yararı olacağını sanmıyordum fakat üzülme, ” diye ekledi biraz gülümseyerek.

Çan Mutlu Son

“Yakında hepsi bitecek.” Yirmi iki saat sonra, Miranda kısa sürenin tekrar tanımlanmasını istiyordu. Sancıdan tüm bedeni enkaz haline dönmüştü, Çan Mutlu Son nefesi kesik kesik geliyor, sanki ciğerlerine kafi hava alamıyormuş şeklinde hissediyordu. Bir öncekinden hep daha kötü olan kasılmalar gelmeye devam ediyordu. “Geldiğini hissediyorum, ” dedi inleyerek. Leydi Rudland, alnını nemli bir bez parçasıyla sildi. “Ikınmaya devam et, canım.” “Yapamıyorum… Ben çok… Tanrı’nın cezası!” diye bir çığlık attı. Kocasının en sık kullandığı sözlerdi bunlar

Turner, dışarıda, holde onun çığlıklarını duydukça geriliyordu. Anası Miranda’nın kirli elbisesini değiştirdikten sonra, onu bir kenara çekmiş dışarıda holde kalmasının hepimiz için daha iyi olacağını söylemişti. Olivia da, yakınlardaki bir oturma odasından iki tane sandalye getirmiş, özenle ona arkadaşlık ediyordu. Miranda’nın acı içinde attığı çığlıklar dışında simaını ekşitmemeye çalışıyordu. “Bu kez sesi çok kötü geldi, ” dedi tedirgin bir sesle, sırf mevzuşuyor olmak için. Turner ona baktı. Olivia söylenmemesi ihtiyaç duyulan bir şey söylemişti. “inanırım kısa süre içinde sona erecektir, ” dedi Olivia ümitle. “Bundan daha fenaye gideceğini sanmıyorum.”